Berrin Keklikler Kimdir?
Berrin Keklikler
Berrin Keklikler, 21 Ekim 1994 tarihinde Almanya‘nın Gelsenkirchen kentinde dünyaya geldi. Sanatla iç içe bir çocukluk geçiren Keklikler, müziğe olan tutkusunu keşfederek hayatına yön veren bir başlangıç hikayesine sahip.
Müzik Kariyerine Başlama Hikayesi
Türkiye‘ye döndüğünde, müziğe olan aşkını profesyonel bir kariyere dönüştürme kararı aldı. Bu süreçte birçok engeli aşarak kendi yeteneklerini keşfetme ve geliştirme fırsatı buldu. İlk single’ı olan “Pury“yi dünya çapında bir prodüktörle gerçekleştirdiğinde, bu şarkı Hollanda‘da büyük ses getirdi. Başarıya giden yolda karşılaştığı zorlukları göz ardı etmeyen Keklikler, deneyim kazanmanın acı tatlarıyla tanıştı ve emekleme aşamasındaki sıkıntıları tecrübe etti. Ancak her zorluğu kendi lehine çevirme yeteneği sayesinde mücadele ettiği her anı öğrenme ve gelişme adına bir fırsata dönüştürdü. İlk single’ındaki detaylarıyla kendini ifade etmesi, müzik kariyerine olan bağlılığının ve yaratıcılığının bir yansımasıydı. Keklikler, müziğin büyüsüne olan tutkusunu her daim koruyarak, gelecekte dinleyicilere benzersiz ve etkileyici eserler sunma sözü veriyor.
Sanatçı, sahne performansları ve konser deneyimleriyle müzik kariyerine renk kattı. Dans yetenekleriyle dikkat çeken Keklikler, ünlü isimleri taklit etme deneyimleriyle de kendisini geliştirdi. Ancak, hayalindeki sahne performanslarını gerçekleştirmek için kendi standartlarına uygun olmayan konser tekliflerini reddetmeyi tercih etti. İlham kaynakları konusunda çeşitliliği benimseyen sanatçı, ırk veya cinsiyet ayrımı yapmaksızın farklı kaynaklardan ilham alarak müzikal yolculuğuna devam ediyor. Bu zenginlik ve çeşitlilik, Berrin Keklikler‘in kariyerini daha da renklendiriyor.
İleride Çalışmak İstediği Sanatçılar
Sanat dünyasına duyduğu tutku ve ilgi zaman içinde değişen bir dinamizme sahip. Gelecekte çalışmak istediği sanatçılar konusunda net bir liste oluşturamayan Keklikler, genellikle iş birliği yapmak istediği kişileri seçerken, isimlerden çok arkadaşlarının ve enerjisinin uyumu ön planda oluyor. Bu noktada, Asil Slang‘in eserlerinin etkisi ve hayranlıkla takibi, onun için bir ilham kaynağı oldu.
Kadın sanatçılara gelince, şu an için örnek veremeyen Keklikler, olumlu bir yaklaşım sergilese de, maalesef aynı karşılığı alamadığını belirtiyor. Bu sebeple şu anda bu konudan biraz uzak durmaya karar vermiş olsa da genel olarak, yetenekli ve içten insanları sevdiğini ifade ediyor. Karakteri büyüttüğünü düşündüğü, ancak hayal kırıklığına uğratan birkaç örnek yaşamış olabileceğini belirtiyor.
Almanya’daki Yaşamı ve Aile Hayatı
Berrin, hayatının ilk yıllarını Almanya‘da, Schalke‘nin yakınındaki bir köyde geçirdi. Bu köy, ünlü bir okula ev sahipliği yaparken, ailesi başarılı iş insanlarından oluşuyordu. Ailesinin sıfırdan başlayarak kendi işlerini büyüttüğü öykü, Berrin‘e mücadele ve azimle hayallerinin peşinden gitme konusunda ilham verdi. Schalke ile olan bağı, futbol sevgisiyle başlayıp milli takımda yer alarak pekişti. Ailesi, Almanya‘da kök salmış, farklı sektörlerdeki başarılarıyla tanınan bireylerden oluşuyordu. Bu güçlü tutku ve azim, Berrin‘in müziğe olan ilgisini besledi. Ailesinden aldığı destekle, genç yaşlarda müzikle tanıştı ve Schalke‘deki festivallerde, futbolcuların katıldığı etkinliklerde bu tutkusunu daha da derinleştirdi.
Müziğe Olan İlgisi
Müziğe olan ilgisi, erken yaşlarda dansa dönüştü. Sezen Aksu ve Michael Jackson‘ın etkisi altında komik dans performansları sergileyen Berrin, müziğin büyüsüne kapıldı. Ablasının hamileliği sırasında ailecek katıldığı Michael Jackson konseri, müziğin hayatındaki önemini vurguluyor. Berrin, müziğe olan tutkusunu 3-5 yaşlarındayken keşfetti ve genç yaşlarda odasında şarkıları bağıra bağıra söyleyerek geçirdiği zamanlarla bu tutkusunu pekiştirdi. Rap müziğe olan ilgisi, 10-12 yaşlarında başladı ve Chris Brown ile Sierra‘nın ilk albümleriyle daha da alevlendi. Babası tarafından Chris Brown konserine götürülmesi, onun için unutulmaz anlar arasında yer alıyor.
Türkçe Rap’e Olan İlgisi
Türk müziği ve rap‘e olan ilgisi, Sagopa Kajmer‘in etkisiyle arttı. Türkçe’yi öğrenmesinde rehber olan Sagopa Kajmer‘in Türkçe kullanımı, Berrin‘in dil becerilerini geliştirmesine katkı sağladı. Türkçe‘ye olan ilgisi, kendi sözlerini yazmaya yönlendirdi. Amerikan hiphop kültürüyle büyüyen Berrin, rap ve hiphop arasında ayrım yapmayarak bu müzik kültürüyle iç içe geçmiş bir gençlik geçirdi. Ailesinden aldığı ilhamla müziğe olan tutkusunu besleyen Berrin, modern, vizyoner ve sert bir çizgiyle kendi yolunu çiziyor. Ailesiyle güçlü bir bağa sahip olması, her zorluğun üstesinden gelmesine yardımcı oluyor. Uzaklık bazen zorluyor olsa da, ailesinden aldığı destekle hayallerine doğru ilerlemeye kararlı bir şekilde devam ediyor.
Chris Brown’a Olan İlgisi
Berrin‘in müzikle olan yolculuğu, ilk müzikal etkileşimiyle başlayarak, Chris Brown‘un müziğiyle kendisini büyülediği anlara kadar uzanıyor. Brown, Berrin için sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda müziğe olan tutkusunu ateşleyen, gözlerini müzik dünyasının zenginlikleriyle tanıştıran bir ilham kaynağı oldu. O zamandan beri, müzik tarzını şekillendiren ve değiştiren birçok sanatçıyla tanıştı. İspanyolca ve Arapça gibi farklı dillerdeki nağmeler ve kültürler arası melodiler, onu etkilemeye devam etti.
İlk Sahne Deneyimi
İlk sahne deneyimi biraz komik ve garipmiş. Birkaç gün öncesinde sahneden düşmüş ve bacağını incitmiş. Sahneye çıkarken yaralıydı ve ayakta durabilmek için iğneler kullanmış. Sahnedeki dans denemeleri biraz zorlu olsa da, makyajla kapatılan yaralı bacağı ve sahneden düşme hikayesiyle unutulmaz bir anı olarak kaldı.
Müzikal Etkileşimler
Müzikal kariyerinde yazım süreci, mükemmeliyetçi doğası ve Türkçe‘nin derinliğiyle başa çıkma çabalarının bir yansıması. Türkçe’yi Batı tarzındaki akışa adapte etmek bazen zorlayıcı olsa da, bu konuda destekleyici olan Asil ile birlikte adım adım ilerliyor. Şu anda ilham kaynaklarım arasında gökyüzü ve kulaklığı bulunuyor; bu unsurlar kendisi için büyük bir ilham kaynağı.
Gelecekteki Projeleri
Sanatı renklendirmeyi hedefleyen bir sanatçı olarak, müziğin evreninde keşiflere öncülük etmek istiyor. Planladığı yeni müzikler ve iş birlikleri, dinleyicilerini farklı dünyalara taşımak için tasarlanmış. İş birlikleri genellikle sevdiği sanatçılarla gerçekleşiyor ve ticaretin ötesinde, müziği gerçek anlamıyla yaşamak ve paylaşmak kendisi için ön planda.
Gelecekteki projeler ve hayaller hakkında şu aşamada net bir şey söylemek zor, ancak sürekli bir keşif içinde olduğunu ve müziği gerçek anlamıyla yaşamak istediğini belirtiyor. Yaratıcılığını daha da ileri taşımak adına sevdikleriyle birlikte yola çıkıyor ve bu momentumun devam edeceğine inanıyor.
Bir yanıt yazın