BIGGIE VE TUPAC ARASINDA NE OLDU?
Hiphop, doğu kıyılarında başlayıp Amerika’nın tamamına yayılmıştır. Rapçilerin zor şartlar altında yaşadıkları sorunları bu şekilde ifade ettiklerini söyleyebiliriz. Şarkılarında genel olarak para, adaletsizlik, kadınlar, arabalar, çatışmalar, madde bağımlılıkları ve yaşadıkları ırkçılık yer alır.
Doğu ve Batı savaşları, iki yakanın birbirlerini rakip olarak görmesiyle başladı. Buna öncü olan olay ise önceden çok yakın dost olan Tupac ve Biggie’nin aralarının açılmasıydı.
ikili arasında başlayan ”dıss”
Bir gün Tupac, hapisteyken vurulur ve Biggie’ye suç atılır. Buna sebep olan durum ise, Biggie tarafından yazılan “Who Shot Ya” şarkısıdır. Prodüktör olan Suge Knight’in ödediği yüklü miktardaki para Tupac’ın hapisten çıkmasına yardımcı olur. Tupac hapisten çıkar çıkmaz, “Hit ‘Em Up” diss şarkısını yazar. Bu parçayı yazarak Biggie ve onun etrafındaki kişilere cevabını verdi.
Biggie’nin de uzun bir süre sonra yanıt vermesiyle karşılıklı atışmalar resmi olarak başlamış oldu.
hip-hop batı yakası (tupac)
West Coast Hip-Hop, Batı yakasını temsil eder. Etkisini 1980’li yıllarda göstermeye başlamıştır. Konular genel olarak hayat ile mücadeleleri, yaşadıkları adaletsizlik, uyuşturucu, kadınlar, madde bağımlılıkları ve çatışmalardır. En çok etki bırakan isimleri Tupac, Snoop Dogg, Dr.Dre, Kendrick Lamar, The D.O.C ve Ice-T olmuştur.
hip-hop doğu yakası (bıggıe)
East Coast Hip-Hop, Doğu yakasını temsil eder. 1970’lerde New York City’de etkisini göstermiştir. Sanat dalları ilk olarak buralarda öne çıkmıştır. East Coast Hip-Hop’un genel anlamda old school ve lirik bir teması vardır. En çok etki bırakan isimleri Biggie, DMX, Jay-Z, Nas, 50 Cent ve Method Man’dir. “Gangsta’s Paradise” şarkısının yazarı Coolio’da East Coast Hip-Hop’ta önemli bir yer alır.
bıggıe kimdir?
Christopher George Latore Wallace, biz onu The Notorious B.I.G. veya Biggie Smalls isimleriyle tanıyoruz. Big isminin ortaya çıkışı küçükken fazla kilosundan dolayıydı. Kendisi 21 Mayıs 1972 doğumludur. Brooklyn, New York’ta doğmuş Amerikalı bir rapçidir. Babası, o daha iki yaşındayken onları terk etmiştir. Annesi ise iki işte çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışmıştır.
Çocukluğu ise 80’li yıllarda uyuşturucu kullanımın fazla ve yaygın olduğu dönemlerine denk gelmişti. Kendisi de bu sebeple 12 yaşlarında uyuşturucu satışına başladı. Biggie, Jay-Z ve Busta Rymes’in de gittiği Downtown Brooklyn’de liseye gidiyordu. 17 yaşında okulu bıraktı ve suçlara bulaşmaya başladı. 1989’da Brooklyn’de silah bulundurmaktan tutuklanınca beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hemen ertesi yıl denetimli serbestliğini ihlal ettiği için tutuklandı. 1 yıl sonra Kuzey Carolina’da kokain sattığı için yine tutuklandı ve 9 ay hapis yattı.
Rap yapmaya ise gençlik yıllarında başladı. Sokakta hem insanları eğlendiriyor hem de yerel gruplarla performans sergiliyordu. Hapisten çıktıktan sonra, Biggie Smalls adı altında çocukluk lakabına ithafen bir demo kaseti yaptı. Kaset, plak yapımcısı Sean Combs tarafından duyuldu. Combs‘un yeni şirketi Bad Boy Records ile sözleşme imzaladı.
1993’te Biggie ve kız arkadaşı Jan Jackson’ın T’yanna isimli ilk çocukları oldu. Kızını maddi anlamda rahat büyütebilmek için doğumundan sonra uyuşturucu satmaya devam etti. Yapımcısı Combs bunu öğrendiğinde Biggie’nin istifa etmesi için onu zorladı.
1994 yılında Mary J. Blige ile The Notorious B.I.G lakabıyla yaptığı işbirliğiyle tanınmıştı. Aynı yıl içerisinde müzik şirketi Bad Boy fotoğraf çekimi sırasında R&B şarkıcısı Faith Evans ile evlendi.
İlk albümü “Ready to Die” 94 yılında çıkartıldı. 1995 yılında Biggie’nin grubu Junior M.A.F.I.A. (Junior Masters At Finding Intelligent Attitudes) ilk albümleri “Conspiracy”yi yayınladı. Grup ise tamamen çocukluk arkadaşlarından oluşuyordu. Lil’ Kim ve Lil’ Cease gibi rapçiler yer alıyordu. Onlar ise sonradan kariyerlerine solo şeklinde devam ettiler.
En başarılı olduğu dönemlerde Batı – Doğu yakası savaşlarına dahil oldu. En büyük rakibi ise
California’dan rapçi olan Tupac Shakur oldu. Tupac aynı zamanda Biggie’nin yakın bir arkadaşıydı.
tupac kimdir?
Tupac Amaru Shakur, 16 Haziran 1971 East Harlem, New York doğumludur. Asıl adı Lesane Parish Crooks olan Shakur’un ismini annesi daha sonra “Tupac Amaru Shakur” olarak değiştirdi. Tupac’in çocukluk ve gençlik yılları fakirlik içinde geçti. Annesiyle beraber üç kere taşınmak ve şehir değiştirmek zorunda kaldılar. Annesi siyasetle yakından ilgilendiği için sonradan hapse atıldı. Biyolojik babasına gelince onun ölmüş olduğunu zannederek büyüdü. Ancak 1994 yılında New York’ta uğradığı silahlı saldırının ardından hastaneye gelen ziyaretçilerden biri Tupac’a onun öz babası olduğunu söyleyince Tupac için hayatında yeni bir dönem başlamış oldu.
Biyolojik babası William Garland tıpkı annesi gibi Kara Panterler’in bir üyesiydi. Tupac son yılında babasıyla görüşmüş olsa da gerçek babasını Mutulu Shakur kabul ettiği bilinen bir gerçektir. Mutulu Shakur, Afeni Shakur’un ikinci eşidir. Mutulu, 1981 yılında karıştığı iddia edilen silahlı soygun ve öldürülen 3 kişiden dolayı cezaevine girdi ve hâlâ orada. Tupac’ın ölümünden sonra dostlarıyla bir araya gelerek “Dare To Struggle” adlı bir anma albümü yayınlanmasına ön ayak oldu. Albüm ABD’de bulunan siyasi tutuklulara ithaf edilmişti.
2Pac, kariyerinin ilk yıllarında, katıldığı Digital Underground isimli grupta ilk başlarda sahne elemanı ve background dansçısı olarak görev alırken daha sonra MC olarak devam etmiştir. İlk resmî şarkısı olan “Same Song”u Shock G ile seslendirmişti. Grup olumlu tepkiler alınca Tupac, “2Pacalypse Now” adlı ilk stüdyo albümünü 12 Kasım 1991’de çıkartmıştır. 1993 yılında ise ikinci albümü olan “Strictly 4 My N.I.G.G.A.Z”ı çıkarttı. Bu albüm ilk albümüne göre daha başarılıydı. Ağırlıklı olarak politik ve sosyal görüşlerini ifade ettiği parçalara yer verdi.
Kasım 1993’te Tupac, bir otel odasında bir kadına tecavüz etmekten suçlandı. Kadının bu iddiasını Tupac asla kabul etmedi ve olayın gönüllü olarak geliştiğini söyledi. Mahkeme sonucunda Tupac 1,5 – 4,5 yıl arası bir süre zarfıyla hapse mahkûm edildi. 8 ay hapishanede kaldıktan sonra kefalet ile serbest bırakıldı. 5 Nisan 1996’da kefaletle serbest kalma koşullarına uymadığı görülünce mahkeme tarafından tarihi daha sonra açıklanmak üzere 120 gün hapse mahkûm oldu.
Kasım 1994’te tecavüz davasının sonucunun açıklanmasından bir gün önce, kimliği hâlâ bilinmeyen kişiler tarafından New York’taki stüdyosunun önünde Tupac 5 el ateş edilerek vuruldu ve 30 bin dolar değerindeki mücevherleri çalındı. Shakur bu olayda eski bir arkadaşı olan ve o sırada stüdyoda bulunan rapçi Biggie Smalls’ ve stüdyoda bulunan Sean Combs’u suçladı.
15 Haziran 2011 tarihinde bir mahkum, Tupac’ı vurması için Czar Entertainment’in sahibi James Rosemond tarafından kiralandığını ve bunu yaptığı için çok pişman olduğunu açıkladı.
Vurulduktan günler sonra Tupac, doktorların uyarılarına rağmen hastaneden çıktı. 14 Şubat 1995’te hapse girdi ve hapisteyken “Me Against the World” albümünü çıkardı. Bu albüm Tupac’ın en iyi albümlerinden biriydi. Listelerde 4 hafta bir numara olarak kaldı ve o güne kadar bir haftada en çok satan albüm haline geldi.
Hapisteyken Keisha Morris ile evlendi fakat daha sonra 1996 yılında boşandılar. Hapiste 8 ay kaldıktan sonra Tupac kefaletle serbest kalmak için başvuruda bulundu fakat 1,4 milyon dolar kefalet ücretini karşılayamadığı için talebi reddedildi. Hapisteki 11. ayından sonra Death Row Records’un sahibi Suge Knight tarafından ödenen kefaletle serbest bırakıldı. Tupac ile yapılan anlaşma neticesinde Suge Knight’ın ödeyeceği kefalete karşılık Tupac şirket adına üç albüm çıkaracaktı. Tupac, N.W.A, Ice Cube ve Snoop Dogg bu ekibe dahil oldu.
tupac’ın ölümü
7 Eylül 1996 tarihinde Tupac, Suge Knight ve Death Row Records grubu Las Vegas’ta bulunan MGM Oteli’nde Mike Tyson – Bruce Seldon boks maçını izlemeye gitti. Maçtan sonra grup, otelin lobisinde Crips çetesinden Orlando Anderson’u gördü. Çıkan kavgada James Rosemond grubu Orlando Anderson‘u feci şekilde dövdü. Olaydan sonra Tupac ve Suge Knight eğlenmek için Club 662 isimli kulübe gitmek üzere hazırlandılar. Tupac, Suge Knight’ın sürdüğü BMW 750il araçta ön koltukta oturuyordu ve arkalarında da arkadaşlarından ve korumalarından oluşan uzun bir konvoy vardı. Saat 23:15’te Suge Knight’ın aracı kırmızı ışıklarda dururken aracın sağından yaklaşan beyaz bir Cadillac, Suge ve Tupac’ın yanında durdu ve arka koltukta oturan, kimliği belirsiz bir kişi tarafından, ateş edilmeye başlandı. Tupac’a 4 adet mermi isabet etti. Mermilerin biri sağ akciğerine isabet etti. Suge Knight ise sadece başına aldığı sıyrıkla kurtuldu. Tupac derhal hastaneye kaldırıldı. Birçok ameliyat geçirdi. İç kanamayı durdurabilmek için doktorlar son çareyi sağ akciğerini almakta buldu. Tupac’ın durumu çok kritikti ve yaşam destek ünitesine bağlandı.
6 gün süren mücadele sonucunda Tupac’ın vücudu daha fazla dayanamadı ve 13 Eylül 1996 tarihinde saat 16:03’te hayata veda etti. Resmi ölüm sebebi olarak birden fazla kurşun yarasına bağlı solunum ve kalp yetmezliği olarak açıklandı. Tupac’ın vücudu yakılarak küllerinin bir kısmı annesi tarafından Los Angeles’ın üzerine serpiştirildi, bir kısmı da grubu Outlawz‘un üyeleri tarafından uyuşturucuya karıştırılarak çekildi. Ölümünün sonrasında hakkında yüzlerce spekülasyon yapıldı. Hayranlarının çoğu onun ölmediğini düşünüyor. Bu yüzden hakkında “7 Gün Teorisi” ortaya atıldı. Tabi bu efsaneyi çürütecek tezler de ileri sürüldü. “Öldü” denildikten sonra da albümleri çıkmaya devam etti. Bu albümlerden ölümünden sonra yayınlanan “Ain’t Mad At Cha”nin klibinde bir vurulma sahnesi vardır ve Tupac’ın gerçek yaşamındaki vurulma sahnesi ile bire bir aynıdır. Ayrıca Tupac, ölümünden birkaç ay önce rap müziği bırakıp Gangsterlik yapmak istediğini dile getirmiştir. Ölümü konusunda hala delil yetersizliği ve şüpheler vardır. Bu kadar sene geçmesine rağmen suçlu veya suçlular bulunamamıştır.
bıggıe ölümü
Biggie’nin suikast hikayesi ise Tupac’ın ölümünden birkaç ay sonra gerçekleşmiştir. Big, 9 Mart 1997’de Los Angeles’ta düzenlenen suikast sonucu öldürüldü. Los Angeles’taki Soul Train Müzik Ödülleri için Vibe Dergisi ve Qwest Records‘un ev sahipliği yaptığı bir after party’den ayrıldıktan sonra göğsüne 4 kurşun isabet ederek hayatını kaybetti. Cinayetin gizemi hâlâ devam etmektedir.
Ölümünden bahseden eski eşi Faith, cinayet gecesinde Biggie’yi kulüpte gergin bir şekilde gördüğünü o yüzden yanına yaklaşamadığını anlattı. Partiden sonra vurulduğunu öğrenince ayrılmalarına rağmen hala resmi olarak evli oldukları için cesedini teşhis eden kişi olması gerekti.
bıggıe ve tupac’ın ardından
İkisi arasındaki kıyaslama, hayranları tarafından onca yıl geçmesine rağmen hâlâ devam etmektedir. Her iki sanatçı şarkılarında farklı şeylere yer vermiştir. Biggie yapı olarak daha rahattır. Genellikle kadınlardan, markalardan ve arabalardan bahsederdi. Tupac ona göre daha serttir. Beat seçimleri, iş etiği, siyasete ve toplumsal olaylara bakış açışı buna örnek oluyordu. Duygularımıza daha çok dokunuyordu. “Brenda’s Got A Baby” ve “Dear Mama” gibi parçaları çıkartırken bir o kadar da isyana yönelik şarkılar yazmıştır.
İkilinin rap camiasına çok büyük katkıları vardır. Bizlere çok şey sundular. Huzur içinde uyumaları dileğiyle.
Bir yanıt yazın