Roland TR-808 (Davul Makinesi)

Roland TR-808

ROLAND TR-808

Dijital çağın başlangıcında, 1980‘lerde, Roland Corporation tarafından üretilen TR-808 Rhythm Composer, müzik tarihinde önemli bir mihenk taşı oldu. Efsaneleşen bu makine, yaygın olarak 808 olarak biliniyor ve ses üretiminde analog sentezleme yöntemini benimsiyor.

Roland TR-808‘in piyasaya sürüldüğü dönem, elektronik müziğin henüz ana akıma dahil olmadığı bir zamandı. Ancak 808, gerçekçi olmayan fakat eşsiz ve karakteristik davul sesleriyle, dikkatleri üzerine çekti. Bununla birlikte, eleştirmenlerden karışık tepkiler aldı. Bu eşsiz ses, aslında makinenin ticari olarak başarısız olmasının ardındaki ana nedenlerden biri olarak görüldü.

808‘in bir diğer rakibi olan Linn LM-1, yüksek fiyat etiketiyle biliniyordu. Fakat 808, ses örnekleri çalmak yerine ritim programlamaya olanak tanıyan bir davul makinesi olarak öne çıktı. Bu, müzisyenlere benzersiz ve özelleştirilebilir ritimler yaratma konusunda daha fazla özgürlük sunuyordu. Ancak, Roland, makinesinin ana bileşenlerinden olan bazı yarı iletkenleri bulmakta zorlandı ve bu sebeple 808‘in üretimini durdurma kararı aldı. Bu süreçte, sadece 12.000 birim TR-808 üretildi.

MARVIN GAYE

Ancak, 808‘in hikayesi burada bitmedi. Aslında, tam da bu noktada başladı. Elektronik, dans ve hiphop müziği gibi dönemin popüler müzik türlerinde, 808‘in özgün sesi hızla kabul görmeye başladı. Özellikle Marvin Gaye‘ın “Sexual Healing” ve Afrika Bambaataa‘nın “Planet Rock” gibi hit şarkılarda 808‘in benzersiz bas davulu sesinin etkisi apaçık ortadaydı.

Döneminin yeraltı müzik sahnesinde, TR-808, ekonomikliği ve kullanım kolaylığıyla bir kült statüsü kazandı. Öyle ki, Fender Stratocaster’ın rock müziğindeki efsanevi etkisi gibi, 808‘in hiphop müziği üzerindeki etkisi de aynı derecede büyük.

Günümüzde, Roland TR-808‘in etkisi hâlâ hissediliyor. Birçok modern davul makinesi ve müzik yazılımı, bu makinenin seslerini taklit ederken, klonlarının üretilmesi de devam ediyor.

1960‘ların sonlarına doğru, Hammond Organ Company‘nin bir hedefi vardı: Japon Ace Tone şirketi tarafından üretilen yerleşik davul makineli bir elektronik orgun tanıtımını yapmak. İşte bu görev için Amerikalı müzisyen ve mühendis Don Lewis‘i görevlendirdiler.

Lewis, sıra dışı bir yetenekti. O zamanlar mevcut olan davul makineleri, basit bossa nova gibi ritimlerle sınırlıydı ve kullanıcının kendi ritimlerini programlamasına izin vermiyordu. Ancak Lewis, bugünkü “circuit bending” yani devre modifikasyon tekniğinin atası sayılan yöntemlerle Ace Tone makinesini modifiye ederek kendi ritimlerini eklemeyi başardı. Bununla kalmayıp, makineyi bir orgun expression pedalına bağlayarak cihazın perküsyonunu da kontrol edebiliyordu.

Bu yenilikçi yaklaşım, Ace Tone‘un genel müdürü ve kurucusu Ikutaro Kakehashi‘nin dikkatini çekti. Lewis‘in bu başarısından etkilenen Kakehashi, 1972‘de kurduğu Roland Corporation‘da ona bir pozisyon teklif etti. İş birlikleri sonucunda, 1978‘de mikroişlemci teknolojisinin başlangıcıyla kullanıcıların kendi ritimlerini programlayabildiği ilk davul makinesi CompuRhythm CR-78 doğdu.

IKUTARO KAKEHASHI

Ancak Roland‘ın vizyonu bununla sınırlı değildi. Şirket, daha sonra TR-808 adında bir “davul synthesizerı” geliştirdi. Bu cihazın asıl amacı, müzisyenlerin sadece ritimleri değil, aynı zamanda sesin akort, decay ve volüm gibi özelliklerini de düzenleyebilmesiydi. Başlangıçta ses örneklemesi kullanmayı planlasalar da, yüksek maliyetlerden dolayı bu fikirden vazgeçildi. Bunun yerine, “cızırtılı” sesleri elde etmek için özel bir donanım oluşturma yoluna gidildi.

TR-808 Özellikleri

TR-808, bas davulu, trampet, tom-tom, konga, kasnak vuruş, klave, el çırpma, marakas, inek çanı, halile ve hi-hat‘ı bünyesinde barındırıyor. Bu sesler arasında geçiş yapma yeteneği sayesinde, kullanıcılar çok daha zengin ritim kombinasyonları oluşturabiliyorlar. Makine, kullanıcılarına tam kontrol sağlayarak, 32 motif ve 768 ölçü programlama olanağı sunuyor. Her bir vuruşa vurgu ekleme, tempoyu ayarlama ve hatta ölçü işareti belirleme (5/4, 7/8 gibi) gibi özelliklerle müzik yapma süreci tamamen kullanıcının elinde.

TR-808, programlanabilir perküsyon sistemleri arasında bir ilk. Break ve roll ekleyebilme imkanıyla kullanıcılara tam yaratıcı özgürlük sunuyor. Ayrıca ses ayarları, DIN sync girişi ve çeşitli ses çıkışlarıyla, makine diğer cihazlarla da kolaylıkla entegre edilebiliyor.

TR-808‘in seslerinin gerçekliği dışındaki eşsiz tonları, onu hemen tanınabilir kılıyor. “Robotik“, “uzaysı“, “oyuncaksı” ve “fütüristik” olarak adlandırılan bu sesler, zamanla kült statüsü kazandı. Fact dergisi makinenin bu eşsiz tonlarına dikkat çekerek, onun adeta bir BBC Radiophonic Workshop prodüksiyonu gibi olduğunu belirtti.

TR-808‘in en ikonik özelliklerinden biri ise şüphesiz bas davul sesidir. Bu ses, bir sinüs osilatörüyle üretilir ve sonrasında filtre ve amplifikatörle modifiye ediliyor. Bu özellikle makinedeki belirgin bir tasarım hatasından kaynaklanan kendine has düşük frekansları yaratıyor.

Roland TR-808 Sonrası

1980‘lerin başında, Roland Corporation tarafından üretilen TR-808 davul makinesi, elektronik müziğin tarihini değiştirecek bir devrim başlattı. Ekonomik bir fiyata, gerçekçi olmayan sentetik ritimler sunarak, ana akımın dışında bir davul makinesi olarak ortaya çıktı.

İlk başta, TR-808‘in basit ve sentetik sesleri nedeniyle olumsuz eleştiriler aldığı bilinse de, bu makine zamanla popüler müziğin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Yellow Magic Orchestra‘nın “1000 Knives” şarkısı ile ilk defa sahnede kullanılan TR-808, Marvin Gaye‘in “Sexual Healing” hitiyle ana akım müzikte kendine kalıcı bir yer buldu.

TR-808, elektronik müzikten hiphop‘a, pop müziğinden rock‘a kadar birçok farklı müzik tarzında kullanıldı. Özellikle hiphop hareketinde önemli bir yere sahip oldu. Afrika Bambaataa‘nın “Planet Rock” parçası, TR-808‘in potansiyelini tüm dünyaya gösterdi. Bu şarkı, 808‘in eşsiz ve fütüristik sesini hiphop ve elektronik müziğin temel taşı haline getirdi.

TR-808‘in kullanımı sadece müzikle sınırlı değildi; Whitney Houston, Phil Collins gibi büyük isimler makinenin farklı yönlerini keşfettiler. Fakat Roland‘ın bu makinenin üretimini 1983‘te durdurması, TR-808‘in ikinci el pazarda daha da popülerleşmesine neden oldu. O zamanlar 100 doların altında bir fiyata satılan bu makine, kendine özgü sound‘u ile kült bir takipçi kitlesi edindi.

Ancak, TR-808‘in en büyük mirası, onu kullanan müzisyenlerin yaratıcılığını nasıl tetiklediği. Makinenin bas davulunun manipüle edilmesi, yeni sesler ve ritimler üretme imkanı sağladı. Özellikle Rick Rubin, bas davulunun sesini manipüle ederek farklı tonlarda bassline‘lar üretme tekniğini popülerleştirdi.

TR-808’den TR-909’a

ROLAND TR-909

Müzik endüstrisinde devrim yaratan birçok cihazın arkasında Roland‘ın adını görebiliriz. Özellikle elektronik müzik kültürü üzerinde derin bir etkisi olan TR-808 ve TR-909, bu devrimin öncülerinden. Ancak Roland‘ın bu alandaki başarısı, bu iki cihazla sınırlı değil. Firma, yıllar içinde birçok yenilikçi ürünle müzikseverlerin karşısına çıktı.

TR-808, 1983‘te üretimi durdurulduğunda, yerini ses örnekleri kullanan ilk Roland davul makinesi olan TR-909‘a bıraktı. TR-808 kadar etkili olan TR-909, popüler müzikte büyük bir yankı uyandırdı. Özellikle tekno, house ve acid house gibi elektronik müzik tarzlarında adeta bir fenomen haline geldi. Bu iki cihazın başarısı, onları sadece bir müzik aleti olmaktan çıkarıp, müzik tarihinin önemli bir parçası haline getirdi.

1990‘ların başında Roland, Groovebox serisi ile tekrar gündeme geldi. Bu cihazlar, TR-808‘in ses örneklerine de ev sahipliği yaptı. Ancak Roland’ın bu alandaki yenilikçi yaklaşımı burada bitmedi. 2014‘te piyasaya sürdüğü TR-8, ve 2018‘de tanıttığı TR-8S ile Roland, klasikleşen sesleri modern özelliklerle birleştirerek yeniden yorumladı.

2017‘de müzik dünyasına büyük bir sürpriz yapan Roland, TR-808‘in minyatür bir versiyonunu, TR-08‘ı tanıttı. LED ekran, MIDI ve USB giriş/çıkışı, genişletilmiş sıralayıcı kontrolü ve yerleşik hoparlör gibi özellikleriyle, bu cihaz hem nostaljik bir deneyim sunuyor hem de modern ihtiyaçlara cevap veriyordu.

Roland‘ın inovasyonu sadece donanımla sınırlı kalmadı. 2018‘de, TR-808 ve TR-909‘un ilk resmi yazılım emülasyonları da yayımlandı. Bu emülasyonlar, bu cihazların seslerini dijital ortama taşıyarak, genç nesil prodüktörlere ve müzikseverlere ulaştırdı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir