SPOTIFY’IN KURULUŞU VE BUGÜNE KADAR OLAN GELİŞİMİ – The Playlist Mini Dizisi
Bugün sizlere son yıllarda en çok tercih edilen müzik platformu olan Spotify’dan bahsedeceğiz.
İlk olarak değineceğimiz nokta şu; Spotify tam manası ile yenilikçi bir müzik platformu. Çıkış
noktasının ana başlığı da bu. O güne kadar öne sürülmüş çokça müzik platformu vardı fakat
hiçbiri Spotify kadar yenilikçi ve müziği bu kadar etkin şekilde sunabilen bir platform daha yoktu.
VİZYON
Öncesinde dikkat etmemiz gereken soru şu; ”Spotify kurulmadan önce ne tür müzik şirketleri vardı
ve nasıl olanaklar sağlıyordu?”
Spotify 23 Nisan 2006 yılında İsveç’in Stockholm şehrinde hayata geçirildi. 2006’dan önce “Pirate
Bay” adında bir müzik şirketi vardı. “Pirate Bay” bedava müzik indirilen bir site olarak öne
çıkıyordu. Ama plak şirketleri ile arasında büyük bir sıkıntı vardı. “Pirate Bay” elde ettiği geliri
tamamı ile kendine aktaran bir şirketti yani işin mali ve ticari kısmı sadece “Pirate Bay” için
tasarlanmıştı. Plak şirketleri bundan oldukça şikayetçiydi. En çok şikayetçi olan şirket ise Sony
Music idi. Bu konuda yakından ilgilenen isim Per Sundin’di.
Per sundin Kimdir?
Per Sundin
Per Sundin Sony Music ve Sony BGM’nin CEO’su idi. Pirate Bay’e açılan telif hakkı davasında öne çıkan isim Per Sundin’di.
Şimdi Spotify’ın kurulma aşamasına gelelim. Spotify’ın kurucusu Daniel Ek ve Martin Lorentzon’dan başlayalım.
DANİEL EK KİMDİR?
Edvin Endre (Oyuncu) – Daniel Ek
Daniel Ek, İsveç Stockholm’de doğup büyüdü. Girişimci ve teknoloji uzmanı olan Daniel Ek,
Spotify’in kurucu ortağı ve CEO’sudur.
Daniel Ek, küçük yaşlardan itibaren tasarıma ve internet üzerinde işler yapmaya oldukça
meraklıydı. İlk girişimine Advertigo adlı bir reklam şirketi kurararak başladı. Kısa zamanda
yükselişe geçen şirket 2006 yılında İsveçli bir dijital pazarlama şirketi olan “Tradedoubler”
tarafından satın alındı. Bu girişimi sayesinde başarılı olan Daniel Ek aslında Spotify’ı kurmak
için de motivasyon ve zaman kazanmıştı. Spotify’ın kuruluş aşamasında çok engelle
karşılaştığını söylememiz mümkün. İlk olarak Spotify için telif haklarını almak adına “STIMA”
(İsveç Müziği Hak Sahipleri Organizasyonu’na) giden Daniel Ek ve Martin Lorentzon, burda
bazı sorunlar ile karşılaştı. “STIMA” online Radyo istasyonu için telif hakları sunan bir kuruluştu. Bu yüzden Spotify telif hakları alabilme konusunda ilk engelle burda
karşılaşmıştı. Alınan bu olumsuz cevaptan sonra “4 ülkede, 12 plak şirketi” ile görüşen Spotify
hiçbir sonuç alamamıştı. Spotify’ın kuruluş aşamasında karşılaştığı bu tür sorunlar, maddi
olarak Spotify’ı yıpratırken, psikolojik olarak da etkilemişti. Sonrasında ise Daniel Ek’in en çok
üstünde durduğu kişi Sony Music’in CEO’su Per Sundin idi.
Daniel Ek’in, Per Sundin’i ikna çabaları ilk girişiminde başarısız olmuştu.
Spotify’ın kuruluşunda etkili olan diğer bir etmen, bedava müzik kaynağını insanlara
ulaştırmaktı. “Pirate Bay” müzikleri bedava sunan ama müzikleri indirmek zorunda
olduğunuz bir siteydi. Spotify’ın diğer bir amacı hem bedava müzik sunmak, hem de otomatik
ve duraksamadan işleyen bir müzik çalar platformu kurmaktı.
Spotify’ın kuruluşunu ilk defa dile getiren kişi Daniel Ek idi. Daniel Ek’in sahip olduğu Advertigo
reklam şirketini satın alan Tradedoubler şirketinin kurucu ortağı Martin Lorentzon ile iletişim
kurarak başladı. İkilinin kurduğu iletişim sonucunda ilk adımı bir yazılımcı bulmaktı.
Daniel Ek’in liseden arkadaşı, Andreas Ehn yazılımcı olarak şirketin bünyesinde ekip kurmak
üzere Daniel Ek’in planlamasında yer alan en önemli kişiydi. İlk olarak üst düzey
yazılımcıları Spotify çatısı altında toplayan Andreas Ehn işe yeni bir ara yüz ve “Spotify’ın”
müzik veri akışında, müzik veri hızının 0,2 olması için kolları sıvamıştı.
Andreas ehn kimdir?
Andreas Ehn
Andreas Ehn, Spotify’ın kuruluş aşamasında, Stardoll’da mühendislik görevi yürütüyordu.
Daniel Ek’in çabaları sonucunda Andreas Ehn, Spotify ekibine katılan ilk kişi olmuştu.
Spotify’da CTO (Baş Teknoloji Sorumlusu) görevine gelen Andreas Ehn, Spotify’ın yazılımı ve
tasarlanmasında büyük rol oynadı.
ENDÜSTRİ
Sony Music plak şirketi ile görüşme gerçekleştiren Daniel Ek, telif hakları
konusunda olumsuz yanıt aldı. Daniel Ek telif hakları konusunda büyük bir hayal kırıklığına
uğramıştı ama Daniel Ek’in pes etmeye niyeti yoktu. Per Sundin’in sekreteri ile arasında
geçen konuşmada akşam bir bar’da yeni müzik piyasasına çıkan “Bobbi T” isimli kadın
sanatçının canlı müzik performansının çıkışında Daniel Ek’in çabaları sonucunda konuşma
fırsatı bulan Per Sundin ve Daniel Ek’in müzik endüstrisi adına diyalogu oldukça olumsuz
geçti.
İkilinin konuşmasının olumsuz geçmesinin en büyük etmeni, Per Sundin’in bedava müzik
platformuna karşı olmasıydı. Pirate Bay’e karşı açılan davada da başrol oynaması sebebi ile
dönemsel bir sıkıntıya giren Per Sundin’in, çözüm odaklı davranamamasıydı.
Şimdi Pirate Bay’e açılan davaya gelelim. Telif hakkı ihlali yüzünden açılan bir dava olduğunu
aktaralım. 2004 yılında “Pirate Bay” halkın desteği ile inanılmaz bir ivme yakalamıştı. En çok
yıpranılan dönem ise Pirate Bay’e yapılan polis baskınında delillerin Hollanda’ya kaçırılması
ve İsveç polisinin yetkisinin dışına taşınması plak şirketlerini zora sokan en büyük etmendi. Bu
etmenlerin başında, Pirate Bay’in indirilme sayısını ve tıklanmalarının iki kat artması ve halka
açık yapılan konuşmalar ile birlikte halkı da arkasına alarak büyük bir güç yakalamasıydı.
Sonrasında oluşan gelişmelere gelecek olursak:
Daniel Ek, Per Sundin’in peşini bırakmak niyetinde değildi. Stockholm’de bir bar’da “Bobbi
T’in” verdiği canlı müzik performansında karşılaştılar. Per Sundin’in bar’a gelme amacı “Bobbi
T” ile “Sony Music” adına bir sözleşme yapmaktı. Bar çıkışında bir kez daha şansını deneyen
Daniel Ek bu girişiminden de olumsuz bir yanıt almıştı. Per Sundin’in sekreterinin çabası
sonuçlarında, “Bobbi T” ile görüşen Per Sundin, Daniel Ek ile de görüşmek istedi. Bu sefer
Spotify’a olumlu yaklaşan Per Sundin, Spotify’ı deneme şansı da bulmuş oldu. Daniel Ek’in,
Spotify’ı detaylı şekilde anlatması sonucu ılımlı bir yaklaşım sergiledi ve Pirate Bay’i de geride
bırakabilecek bir platform olduğunu düşündü. Hatta detaya girecek olursak, Per Sundin’in
“Spotify’ı” denerken ilk çaldığı şarkı “Robyn – Do You Really Want Me” şarkısı idi. Bu şarkıyı
dinledikten sonra diğer müzikleri de hızlı ve etkin şekilde dinleyip denedikçe Spotify’a karşı
olan fikri değişmişti.
Per Sundin, Pirate Bay’i bitirmek için “Spotify’ın” gerekli argümanlara sahip olduğunu
düşünerek; New York’ta bulunan “Sony HeadQuarters’e” (Sony Genel Merkezine) gitti.
Orada, “Sony HeadQuarters’in CEO’su Bay Stringer” ile Sony Plak şirketleri adına bir konuşma
gerçekleştiren Per Sundin’in aldığı cevaplar olumsuzdu. “Bay Stringer’ın, Spotify” hakkında
yaptığı ilk yorum: ”Bana ITunes’dan farksız geldi.”
Per Sundin’in toplantı çıkışında yakın arkadaşı, “Universal Music Group’un İcra Kurulu
Başkanı Lucian Grainge” ile tesadüfi şekilde karşılaştılar.
Öğle yemeğine çıkan ikili “Spotify” hakkında söyleşide bulundular.
Lucian Grainge, Per Sundin’e, Universal Music Group’a katılması için teklifte bulunur. Bunun
amacı ise “Spotify’ı” global hale getirebilmek için birlikte adım atabilmekti. Per Sundin bu
teklifi kabul etti ve Universal Music Group “Spotify’ın” telif hakları konusunda anlaşmaya
vardı. “Spotify” bir lansman gecesi düzenledi. Spotify’ın lansman gecesinde “Dj Avicii’nin”
performans gösterdiğini biliyor muydunuz?
Ve o günler de “Pirate Bay’e” karşı açılan davada karar alınmıştı. Karar şu yöndeydi:
Telif hakları ihlaline sebep olma ve destekleme suçundan “Pirate Bay web sitesi ve müzik
platformu” mahkeme kararıyla 1 yıl hapis ve 30 milyon İsveç kronuna çarptırıldı.
HUKUK
“Spotify’ın” büyük bir eksikliği ise hukuk departmanında çarpıcı bir Avukata sahip
olmamasıydı. Spotify’ın kurucu ortağı Martin Lorentzon, Spotify’ın hukuk başkanı olacak “Petra Hansson”
ile bir görüşme gerçekleştirir.
petra hansson kimdir?
Petra Hansson – Gizem Erdoğan
Petra Hansson Spotify’ın hukuk başkanıdır. Dizide Petra Hansson’ın rolünü Türk oyuncu Gizem Erdoğan oynuyor.
Petra Hansson Spotify’dan önce Uluslararası
üne sahip olan İsveç hukuk firmalarından Mannheimer Swartling’de çalışan bir avukattı.
Spotify’ın piyasaya sürülmesinden 1 yıl önce hukuk firmasında avukat olarak işe başlamıştı.
Martin Lorentzon ve Petra Hansson’un görüşmesinin ardından, Petra Hansson’un çalıştığı
hukuk firmasında özel bir parti düzenlendi. Bu partiden “Petra Hansson’un” beklentisi
çalıştığı hukuk firmasında “ortak” olma amacıydı ama düzenlenen partide Petra Hansson’un
küçük ortak olarak devam edileceğinin söylenmesi Petra için hayal kırıklığı oldu ve Spotify
ile resmi olarak görüşmeye gitti.
İlk olarak görüşmeye geldiğinde kararsız kalan Petra, Spotify’ın sürümünü dinledikten sonra
Spotify’a katılma kararı aldı. Petra Hansson Spotify’ı dinledikten sonra söylediği cümle;
oldukça etkileyiciydi. Yenilikçi ve gelişimci bir şirkette çalışma fikri Petra Hansson’un
Spotify’a katılma kararı konusunda büyük bir unsur oldu.
Petra Hansson’un ilk işi plak şirketleri ile anlaşmaktı. Toplantıda olan isimler şu şekilde idi;
Maxine Silverson, CEO kıdemli baş danışmanı, Ken Parks, Fikri Mülkiyet avukatı, Per Sundin, Eski Sony Music CEO’su
Toplantıda geçen konular şöyleydi,
Plak şirketleri, müziklerinin çalması karşılığında ücret istedi ve projeler için ön ödeme
alacaklarını Spotify’a ilettiler. Plak şirketlerinin şikayetçi olduğu konu Spotify’ın emeğinizi sömüren bir iş kurduğunu iddia
etmesiydi ve bu durum Daniel Ek’in hiç hoşuna gitmemişti.
Toplantının ardından, Spotify’ın toplantı salonunda önemli bir toplantı gerçekleşti.
Petra Hansson, hukuki süreçlerin tamamı ile kendisine bırakılmasını talep etti ve bu herkes
tarafından onaylandı. Spotify’ın, Sony Music Group ile anlaşamamasından sonra ilk hedef olarak, korsan müzik
platformlarından ağır hasar almış, Warner Music Group ile görüşmekti ve Warner ile bir
randevu oluşturuldu. Petra Hansson ve Niklas, Warner Music ile görüşmeye gitti. Fakat
Daniel Ek’in toplantıya katılması ve “ödeme duvarı” oluşturulması konusunda anlaşma sağlanamadı.
Ödeme Duvarı nedir?
Plak şirketleri içeriklerinin alınması karşılığında, Spotify’dan “Ödeme Duvarı” oluşturulmasını
talep ediyordu.
Spotify’da gerçekleştirilen toplantıda, Daniel Ek ve Petra Hansson arasında tartışma
yaşandı. Daniel Ek, Spotify’ın müzik endüstrisinde olmadığını ve plak şirketlerine para
ödenmemesi gerektiği kanaatindeydi. Petra Hansson ise, biz Spotify olarak müzik
endüstrisinin bir parçasıyız ve plak şirketlerinin müziklerini kullanıyorsak onlara da bir
ödeme sağlamamız gerektiğini düşünüyordu. Tartışma çıkmaza girince Petra Hansson
Spotify’da ki görevinden ayrıldı. Petra, eski hukuk firması Mannheimer Swartling’e geri
dönmüştü. Mannheimer’da bir toplantıya katılan Petra’nın toplantı sırasında kolyesi koptu ve
o anda Petra Hansson’un aklına Spotify’ın bugüne kadar gelen büyük bir planını ortaya attı; ”Spotify Premium”
Spotify toplantısına katılan Petra, kolyelerden oluşturduğu farklı renkli boncuklar ile Spotify
Premium fikrini ortaya sundu. Fikri detaylı şekilde inceleyecek olursak, Petra Hansson,
kolyede ki her renkli boncuğun birer özel paket olduğunu ve bu özelliği Spotify çatısı altında
yapılması gerektiğini ve bunun Spotify’ın para mekanizmasını ve gelecek ilerleyişinde büyük
etkisi olacağını düşünüyordu. Buna yorum yapacak olursak, çok mantıklı bir karar diye
düşünüyoruz. Bu fikir ile birlikte Petra Hansson Spotify’a geri döndü.
Patra Hansson Spotify’a geri döndükten sonra ilk işi plak şirketleri ile telif haklarını satın
alabilmek için görüşmek oldu ama Plak şirketlerinin tavrı yine olumsuz oldu.
Petra Hansson en son çareyi, Spotify’ın plak şirketleri ile yaptığı ilk görüşmede, Sony Music
avukatı olan sonrasında ise Amerika’da kendi hukuk bürosunu kuran “Ken Parks” ile
görüşmek oldu. Ken Parks ve Petra Hansson arasında geçen konuşmada, Plak şirketlerinin Spotify’ın
oldukça özgün bir fikir olduğunu ve Spotify’dan %50 hisse istediklerini konuştular ve bu
konuyu Daniel Ek ile görüştüler. Petra Hansson plak şirketleriyle pazarlık yapacaklarını ve
Spotify hissesinin %10-15 civarını verebileceklerini sözünü verdiler ve Daniel Ek bunu kabul
etti. Ken Parks ve Petra Hansson’un çabaları ile Spotify’ın lansmanı bile yapılmadan plak
şirketleri ile anlaştılar.
YAZILIMCI
Yazımızın başında, Spotify’ın işe ilk olarak bir yazılımcı bularak başladığını belirtmiştik.
Andreas Ehn’nin Spotify’a giriş amaçlarından biri Spotify’ın bedava olacağı fikri ve unvan
kullanılmaması konusunda kesin karar alınmasıydı. Andreas Ehn işe en seçkin yazılımcıları Spotify çatısı altında toplamak için tam yetki istedi.
İşte o yazılımcılar: Gunnar Kreitz, Fredrik Niemelä, Jon Äslund, Mattias Arrelid, Andreas Mattsson
Tasarımcı: Rasmus Andersson
Andreas Ehn’nin Spotify’ın amacı hakkında ilk sözü Erişim ve Hız oldu. Spotify’da bu
amaç doğrultusunda kurulmuştu.
Andreas Ehn’nin ilk oluşturduğu sistem;
Daha net ve hızlı bir P2P sistemi kurmak ile başladı. Bu sistem erişim ve hızda ki gecikmeleri
en aza indirgemekti.
Andreas Ehn, Spotify’da ki sistemi CP sunucularına kurmuştu. Bu 2006’da çok pahalıya
patlayan bir işti. Daniel Ek ve Martin Lorentzon, Andreas Ehn’den P2P (denkler arası ağ)
şeklinde bir sistem kurulması istendi.
Andreas Ehn, Daniel Ek ve Martin Lorentzon arasında bir tartışma çıktı. Bu tartışmanın
konusu Spotify’ın bir işletme olarak Plak şirketlerine taviz vermemesi konusunda Andreas
Ehn uyarıda bulundu ve bu Spotify’da ki ilk tartışma ve çatlaktı.
Ve bunun üstüne alınan diğer bir karar ise yeni bir yazılımcı getiriliyor olmasıydı bu isim:
Ludvig Strigeus.
Ludvig strigeus kimdir?
Ludvig Strigeus
Ludvig Strigeus 15 Ocak 1981’de İsveç’in Göteborg şehrinde dünyaya geldi ve Chalmers
Teknoloji Üniversitesi’nden bilgisayar bilimi ve mühendisliği alanında yüksek lisans derecesi
ile mezun oldu.
Andreas Ehn ile birlikte Spotify adına yazılım programcılığında önemli işlere imza attı. Hala
Spotify’da işleyişine devam ediyor.
Ludvig Strigeus ilk olarak Spotify’a 2006 yılında danışman olarak katıldı. Denkler arası
iletişim de en iyisi olduğu için Spotify’a katıldı. Andreas Ehn’nin özel hayatına kadar etki eden
bu olaylar, onun Spotify’ın işleyişi ve gidişatı konusunda derin bir düşünceye sevk etti.
Andreas Ehn ve yazılımcı olarak işe aldığı arkadaşları ile bir bar’da bir araya geliyorlar ve orda
Spotify’ın erişimi ve hızı konusunda bir düşünce birliği kuruluyor.
Bu konu biraz matematiksel bir olgu olduğu için sizlere bundan bahsetmeyi istemiyoruz.
Sözel olarak, denkler arası devre dışı kaldığında, sunucuya geçiliyor ve bugünkü kullanılan
sistem de tam olarak bu. İnternetimiz olmadığında Spotify’da internetsiz çalan müziklerimiz
bize sunucumuzdan aktarılan müzikler oluyor yani sizin oluşturduğunuz sunuculardan.
Ve şunu da aktarmak istiyorum. Şu an Spotify premium kullanmayanlar bileceklerdir.
Herhangi bir müzik dinlemek istediğinizde müziğin sadece nakarat kısmı çalıyor. Bunu
türeten kişi ise, Andreas Ehn idi. Günümüze kadar süre gelen bir sistem olarak önümüze
çıkıyor.
Ama Andreas Ehn’nin aklında oldukça büyük sorunlar vardı. En başında ise çalışanlara unvan
verilmemesi konusunda net bir söz almasıydı ama Daniel Ek’in aldığı bir karar sonucu
çalışanlara unvan verildi. Andreas Ehn bu durumdan rahatsız olduğunu hep dile getiriyordu.
İkinci tartışma ise Spotify’ın paralı olması konusuydu. Andreas Ehn bu konuda asla taviz
verilmesini istemiyordu. Andreas Ehn, Spotify’da işe başlarken, ödeme duvarı yani premium
olmaması ve plak şirketlerine para verilmemesiydi. Bu konular yüzünden Spotify içinde
büyük tartışmalar ortaya çıktı.
Andreas Ehn’nin Spotify hakkında yaptığı açıklamayla bu bölümü bitirelim:
”Spotify hayatımda yarattığım en güzel, en saf şeydi.”
Andreas Ehn, Spotify’da yabancılık çektiği ve uzaklaştığını düşündüğü için 2009 yılında istifa
etti.
ORTAK
MARTİN LORENTZON KİMDİR?
Martin Lorentzon
Martin Lorentzon Spotify’ın kurucu ortağı ve girişimcisidir.
Küçük yaşlarda amacı milyarder olmak isteyen Martin Lorentzon bugünlerde hedefine
ulaşmış gibi. Çok enerjik bir figür olduğunu söylesek yanlış olmaz.
Martin Lorentzon 1995 yılında stajını tamamlayabilmek için Telia adlı telefon şirketinde işe
başladı. Bu onun ilk kariyer adımı diyebiliriz. Onun tam manası ile bir kariyer basamağı olarak
gördüğü yer ise arama motoru olan Alta Vista’da ki ofis işiydi.
Martin Lorentzon sonrasında Silikon Vadisi’nde yetenekli girişimcileri bir araya toplayan
etkinliğe katıldı. Bu etkinlik vasıtasıyla İsveçli bir giyim markasının sahibinin oğlu olan “Felix
Hagnö” ile tanıştı.
Bu ikili 1999 yılında ünlü bir dijital pazarlama şirketi olarak bilinen Tradedoubler’i kurdular.
Şirketin 2002 yılı itibariyle gelir ve kârını ikiye katlıyordu. Lorentzon vermiş olduğu bir
röportajda şirketin başarısında şansın büyük bir rol oynadığını belirtiyordu ama bu süreçte
Martin’in depresyona girdiği dedikodular arasında. Milyoner olma hayalini nihayetinde
gerçekleştiren Martin’in bunalımlı dönemini atlatması Daniel Ek ile tanıştığı döneme denk
geliyor.
Kendisi gibi girişimci olan Daniel Ek ile Martin Lorenzon’un ortak bir noktası ve fikri vardı.
Spotify’ı kurmaktı.
Martin Lorentzon Tradedoubler’ı satarak Spotify için bir gelir kaynağı oluşturmuştu.
Martin Lorentzon bazı departmanlara çalışanlar bularak başladı.
Spotify Pazarlama departmanına, Niklas Ivarsson
Küresel danışma direktörü, Sophia Bendz
Martın Lorentzon yatırımcı da bulmaya çalışıyordu. Yaptığı girişimler sonucunda yatırımcı da
bulmuştu.
Esther Ren ve Arctic Antondu.
Martin Lorentzon iki isme de 120 milyon Euro’ya Spotify’ın %40 hissesini sattı.
Martın Lorentzon’un Spotify’ın parasal değerleri hakkındaki açıklamaları şu şekilde;
2008’de 250 milyon dolar
2009’da 300 milyon dolar
2010’da 1 milyar dolar
2012’de ise 2 milyar dolardı.
Bunlar o dönem içinde feci rakamlardı bir start up’ın bu kadar büyümesi muazzamdı.
Şimdi Spotify’ın büyük bir sorun yaşadığı döneme geliyoruz.
Dünyaca ünlü sanatçı Taylor Swift Spotify’ı istemediğini kamuoyunda dile getirmişti. Bunun
sebebi ise Spotify’ın sanatçıları hak ettiği parayı vermemesiydi.
Martin Lorentzon’un Taylor Swift’e karşı özel bir ilgi gösterilmemesini istiyordu. Bu Daniel
Ek’e göre yanlıştı ve yatırımcılar Taylor Swift’in Spotify’a geri döndürülmesi için ellerinden
geleni yapmaları konusunda Daniel Ek’e uyarı yapmışlardı.
Sonrasında Taylor Swift’in avukatı Stanley ile bir görüşme gerçekleştirdiler.
Görüşmeyi yokuşa süren hamle Martin Lorentzon’dan geldi.
Martin Lorentzon, Taylor Swift’e karşı özel bir ilgi gösteremeyeceklerini söyledi ve
Spotify adına yanlış kararlar almaya başlamıştı. Daniel Ek de bu durumdan rahatsızdı.
Martin Lorentzon halka arz konusunda bütün yetkiden çekildi ve bu görev tamamıyla Daniel
Ek’in oldu. Martin Lorentzon hala Spotify’ın kurucu ortağı olarak görevine devam etmekte.
SANATÇI
“Spotify’ın” en büyük sorunlarından biri sanatçılar tarafından açılan davalardı.
2018’de açılan davalar, dünya gündeminde ilk sıraya oturmuştu. Aralarında Janis Joplin,
Neil Young ve Tomm Petty gibi sanatçıların haklarına sahip olan Wixen Music Publishing
yayın haklarının ihlal edildiği sebebi ile 1.6 milyar dolarlık dava açmıştı.
Şirket, aralık ayı sonunda ABD’nin California eyaleti federal mahkemesinde açtığı davada,
Spotify’ın yapım şirketleriyle vardığı anlaşmalarda şarkı yazarlarının ve yayın hakkı
sahiplerinin taleplerini karşılamadığını dile getirmişti.
Spotify şarkı yazarlarının açtığı toplu telif hakkı davasında 43 milyon dolar tazminat
ödemeyi kabul etmişti. En çok dile getirilen dava ise Eminem’in Spotify’a açtığı davaydı.
Eminem, Spotify’a şarkılarını yanlış lisanslandığını öne sürerek 36 milyon dolarlık bir dava
açmıştı. Olayı detaylandıracak olursak, Eminem ve plak şirketi 243 şarkının
sahiplendirilmediğini iddia ederek dava açmıştı. Eminem bu şarkıların dinlenmesinden para
kazanamadığını ve telif ücreti alamadığını da dile getirmişti.
Sizlere bu yazımızda Spotify’ın kurulduğu günden itibaren öne çıkan detayları ve gelişimini
aktardık. Spotify geçmiş dönemde ve ilerleyen dönemde en çok tercih edilen Müzik
platformu olmayı başardı. Bende Spotify’ı dinleyen ve beğenen bir kullanıcıyım. Spotify
ilerleyen dönemlerde de atacağı yeni adımlar ile adından söz ettirecek bir müzik platformu
olarak ön plana çıkacaktır. Amaç ve planlama kısmında akıl akıldan üstündür planı ile ön
plana çıkıyor.
Hip-hop ile kalın, sağlıcakla kalın.
Bir yanıt yazın